Dolabı düzenlerken birgün lazım olur diye kaldırdığım köpük elime geldi. Çınar gördü ve hemen istedi. "Kar yağdırıcam anne." önce izin vermek isemedim ama bu sene karda kartopu oynama hayallerinin gerçekleşememiş olması dolayısıyla kıyamadım kuzucuğuma.. (Doğanın dengesiyle oynamaya devam edilirse daha nice doğal olayları görmeyeceğiz ya... ) O zaman sepetin içine yağdır en azından dedim. Kendi de girmiş sepete, tabii dolayısıyla köpükten karlar da heryerde.. Bir de plastik kutunun içinde elektriklenen köpükler üzerine yapışıp heryere uçuştular Çınar'la birlikte... Çınar'ın en büyük tutkularından biri de molozların üstünde araba sürmek. Kardan köpük, toprak, kum, kuru yaprak, kağıt kırpıntısı herşey mümkün.. Bütün arabalar ve oyuncaklar da sepete.. Toplamaya çalıştığımız odası tekrar tekrar dağıldı. Ben de bütün gün evdeydim de neden işlerimi yetiştiremedim diyordum. Sebep ortadaymış meğer.
öğleden sonra havayı güneşli görünce "pazara gidelim" diyecek yerde yanlışlıkla ağzımdan "parka gidelim" çıktı. Tabii parka gittik ve pazar kaldı. Hızlı koşamıyorum diye montunu da giymek istemiyor beyfendi. Üstüste kalın sweatshirtler giydirip, şapka ve atkı da taktık çıktık. Güneşe rağmen çok soğuktu hava. Neyseki pencereden bakıp güneş gören parkı hedef almıştık.
1 yorum:
ay bizimki de giyinmek istemiyor montunu şapkasını. nasıl başedecez biz bu speedy keçilerle :)
Yorum Gönder