Lilypie Third Birthday tickers

28 Haziran 2011 Salı

.............................


Bütün haftasonu hastaydım. Yataktan çıkamadım.... Halen hastalık halim devam ediyor.. sesim şu an boru gibi.. konuşan ben değilim... Sanırım bu ara uzun bir aranın başlangıcı olacak....
Oğluşumun doğumgününde yollarda olacağız bu sene de.... Yaz çocuklarının kaderi arkadaşları da tatilde... bir doğumgünü partisi yapmak istiyorum ama belki yaz sonuna ancak.... şimdi gitme zamanı... biz buralarda olmadığımızda da çok eğleneceğiz, umarım çok büyüyeceğiz, ve mutlu döneceğiz.......

not: fotoğrafsız yazılar sıkıcı oluyor.. dolayısıyla balkondaki saksımızdan günümüzü aydınlatan bir kare sunmak istedim.... Minicik meşe palamutu yapraklarını görüyor musunuz? İşte o burda o gün topladığımız meşe palamutlarından filiz verdi.. Şimdi büyümesini izleyeceğiz ve zamanı gelince onu ana toprağa kavuşturacağız.... her meşe palamutu bir ağaç demekmiş.... bunu gözümüzle gördük....

23 Haziran 2011 Perşembe

Parkta çekim yaptık;)

Babanın yeni makinasını alıp dışarı çıkmak üzere hazırlanırken:
Çınar: "Anne babamdan izin aldın mı?"
A: Evet aldım, tabii.
Ç: "Peki babam izin verdi mi?"
A: Verdi canım.
şeklinde gelişen bir diyalog.. daha neler anlatıyor soruyor da benim şu sıralar hafızam balık hafızası olduğundan hatırlayamıyorum. ;)
İzin istemek yetmiyor, iznin verilmiş olması da gerekiyor ayrımında küçük bey. Her ne kadar işine gelmediğinde uygulamasa da..

20 Haziran 2011 Pazartesi

Baskı çalışmaları

Sabah kahvaltısını uzatıp, balkonda baskı çalışmaları yaptık.. "Anne ben de senin gibi baskı yapıyorum, dii mi?" Benim aylar önce atölyede gravür baskı yaptığımı ima ederek. Bu hafıza beni şaşırtıyor doğrusu.. Umarım her zaman bu kadar iyi olur hafızan, benim gibi özellikle isim hafızası sıfır bir annenin oğlu olduğun bellli olmasın aman!

Baskı çalışmaları bittikten sonra Çınar'ın faaliyet kitabından seçtiği kuşları yaptık. İki boyutlu kuş kafesini beğenmediğinden üç boyutlu ama içini görebilmesi için üstü açık bir kuş kafesi de yaptık.. Çok sevimli oldu kuşlarımız..


Yapmak isteyenlere ipuçları: Kuş şekillerini kartondan kestik. Bir parça süngeri önce boyaya batırıp sonra kuşlara tampon şeklinde bastırarak boyadık. Kanatları ayrı ayrı kesip boayadık, ve çeşitli kombinasyonlarda yapıştırdık. Gagalar da turuncu renkli kağıttan kesip yapıştırdık.

19 Haziran 2011 Pazar

Babalar günü kutlu olsun!!!


Baba ve Oğlu t-shirtlerini giydiler.. Mavi araba Çınar, kırmızı araba babası. Ama mavi araba daha hızlı gidiyormuş!

Tüm babaların babalar günü kutlu olsun!!

18 Haziran 2011 Cumartesi

Karadeniz Ereğli'de haftasonu

Erkenden yola çıkarız deyip çıkamadık yine.. Öğleden sonra ancak varabildik dayımlara.. Düğün evi hasretlikler kavuştu, neşe havada uçuştu, yemekler bayram sofrası misali, çaylar gelip gidiyor, keyfimiz âlâ, alabildiğine mutluluk dolduk... (nazarlardan korusun Allah. kem gözle bakanlar çekin gözlerinizi üzerimizden!)
Akşam üstü karadeniz sahil kıyısına ayak basmak üzere dışarı attık kendimizi.. ne de iyi ettik...
Mete dayısıyla kuyu kazdılar, su seviyesine inmeye çalıştılar ama nafile.. ;)
Oğuz dayısı kuma gömdü Çınar'ı. Baştan aşağı kum olduher yanı..

Ben de güzel fotoğraflarım olsun istiyorum... Fotoğraf çekmenin en büyük derdi de bu heralde, çekenin güzel fotoğrafı olmuyor...

Makineye poz vermeyen Çınar. İnadına gözlerini kapatıyor..

Nadir aile fotoğraflarımızdan.. En iyisi bir fotoğrafçıda çekime gidelim biz... ;)

 Denize de girdik.. Ertesi gün düğün günü demedik, nasılsa düğün akşam diye günümüzü Alaplı'da bir plajda değerlendirdik.
 Benim yakışıklı oğlum. Hiç poz vermediği için yakalayabildiğimiz en iyi fotoğraf bu oldu maalesef..
Gelinin evden alınmasını beklerken....

Herşey çok güzeldi. Çok beğendiğim ince detaylar yapmışlar, küçük hoşluklar... Ellerine yüreklerine sağlık... Onur ve Berrin'e mutluluklar diliyoruz... Umarım çok mutlu ve huzurlu olurlar...

17 Haziran 2011 Cuma

Tatil kitabımız

Kitapçılara girdim mi dayanamıyorum, illa ki bir kitap alıcam. Eğlenceli tatil kitabımı görünce dayanamadım bir durdum, baktım, içeri girdim. Rüya'cığıma göre 6. sınıfa başlayacaklar için tatil kitabı. İçeri girince sadece onunla kalamadım. Çınar'a da Çıkartmalarla Öğreniyorum-  Boyamalı Sayılar kitabını aldım. Çok güzel görünce dayanamadım doğrusu. Bütün kitapları alma isteğiyle dolup taşıyorum ama bunun imkansızlığını kendime sık sık hatırlatmak durumunda kalıyorum.Büyük bir kütüphanemiz var, umarım Çınar da büyüdüğünde kütüphanemizdeki kitapları okur ve kendi kütüphanesini oluşturur.

Not: Aşağıda Çınar'ın kitaplarının listesi var. Henüz bütün kitaplarını listeye eklemeyi başaramadım ama ilginenler için kaynak olabilir diye belirtmek istedim.

Çınar halleri

Öğlen annemlerle teyzemleri Zonguldak'a yolculamak üzere indik.(Biz de yarın gidiyoruz.) Çınar ablasını gördüğü için deli divane oldu. Ablasıyla kikir kikir saatlerce gülebiliyorlar... Ne mutlu onlara..


Bir fotoğraf çektirmedi Çınar. Yerinde durmuyor, çekebilene aşkolsun..

Canım annem ve babam. Sağolun var olun...
Sizi çok seviyorum..

16 Haziran 2011 Perşembe

Çok yoğun çalıştım bu hafta, annemler sağolsunlar gelerek bana bu olanağı verdiler. Kocaman resimler yaptım. Yukardaki son resmimden bir detay. Çınar da sabah erkenden kalkma rutinine alıştı. Ben hala alışamadım, kalkmak zorunda olmasam yatarım öğlene kadar. ;)
Oğluşumu da çok özledim, haftaya bolca beraber vakit geçireceğiz. İkimiz de hakkettik. :))

12 Haziran 2011 Pazar

erkek erkeğe Pazar günü..

Öğleden sonra Çınar'ı dayısı ve babasına bırakıp, annemle alışverişe indik. Bizim beyler araba yıkatmışlar, berbere gitmişler, sonra da küçük beyin arzusuyla Erdem dayılara gitmişler. Orda da oyuncak arabaları var Çınar'ın. Erdem dayısı da sağolsun Çınar'ın emrine amade oyuncaklarıyla.. ;))



11 Haziran 2011 Cumartesi

Turkuazoo

Sonunda biz de gidebildik Turkuazoo'ya. Çok beğendim. Çok güzel. Hayal ettiğim kadar büyük değil belki ama bıraksalar(yani yanımdakiler sıkılmasa) gün boyu seyrederdim. Hatta balıkadamla dalmak bile istedim. Köpekbalıklarından korkar mıyım acaba diye düşünerek. Sonra annem uyardı sen denizdeki yosunlardan bile korkuyorsun(!). Ner iş? Çok keyifliydi. Nedense fazla uysal gibiydi köpekbalıkları da. O kocaman vatozlara ne demeli... Hangi birini anlatsam öbürü eksik kalır. Gidip görmek gerek. Benim makinemle doğrdu dürüst fotoğraf çekemedim. Koca beyin makinasındaki fotoğraflar harika. Ama o da henüz aktarmadı fotoğrafları. Zaten kendisinden izin almak lazım. Telif hakkı filan koyar bakarsın. ;))

Bunlar benim flaşlı fotolar, ancak bu kadar.

Öğleden sonra teyzemler ve dayımlar geldi. Çınar'ın ve tabi bizim de keyfimize diyecek yok. Şımardı da şımardı Çınar bey. Akşam Çınar'ı uyuturken ben ondan önce uyuya kalmışım, içerde misafirler... Neyse beyefendi uyudu da kalktım.

10 Haziran 2011 Cuma

gerçek Şimşek McQueen yarış arabası :))

Çınar anneannesi ve dedesiyle parklarda, alışveriş merkezlerinde gezerken ben de yoğun olarak atölye çalışmlarımı sürdürdüm. Cuma akşamı dayısı Çınar'ı almış gezmeye götürmüş. Biz de iş dönüşü Çınar'ı almak üzere gittik. Güzel bir yemek ardından Amerika'dan Çınar'a özel gelen hediyelere sıra geldi. Bir torba dolusu hediyeden bu sefer sadece birini vermesini rica ettim öğretmenizmizden. Zaten onu görünce diğerlerine bakamazdı Çınar bey. Çok sevgili H. Öğretmeni konuşan araba seti getirmiş. Çınar deli oldu sevinçten. Burada kırmızı şimşek bulamıyorduk. Çok sevindik. (Altınoluk'ta unuttuğumuz mavi şimşek de henüz hatıra gelmedi bu sayede. )

8 Haziran 2011 Çarşamba

Altınoluk kaçamağı :))

Sevgili Tolga'nın nişanı için annem gelmiş, ben şoklardayım. Cumartesi akşamı Halim dayımlarla beraber geldiler.Ertesi gün nişanı yapıp geri geldiler. Annemi bırakmadım. Burdan bindiririz otobüse filan derken. Ani bir kararla Altınoluk'a biz götürelim seni dedik. Bir kaçamak da Asiye Zeynep'le annesine yaptırdık. Ertesi hafta annemi babamı da alıp hep beraber dönücez.
 Feribotta giderken..
Gittiğimiz gün durmadık aldık elimize kazmaları dedenin bellediği toprağı çapaladık.
Batman ve Spiderman :)

Kocaman taşları denize attık. Aman dikkat kafanıza düşürmeyin ;))

Asiye Zeynep de ayaklarını denize soktu :))
Acıktıkça üzüm pürçeği koparıp yedik, ekşi ekşi... (üzüm saplarını koparıp yediği gibi bir çiçeğin yapraklarını da koparmış yerken yakaladık. sen yemekleri yeme ot ye, çiçek ye. alem benim oğlum.)
dalından kiraz toplayıp yedik. (annesi de erik ağacına çıkıp iki kova erik topladı.)
kıpkırmızı kirazlar.. misss!!

çilek topladık.
 avcumuza sığdıramadık.


deniz biraz soğuktu, giremedik.

çıplak ayaklarla çimenlere bastık. hortumla çiçekleri suladık. herkesten habersiz hortumun bağlı olduğu musluğu açtık, ıslandık, ıslattık. :))

köpüklü havuzda iki buçuk saat çıkmaksızın oynadık. :))

çok eğlendik. "Altınoluk çok eğlenceli, dii mi anne?" dedik.