Anne "popovaf çekicem" diyerek tripota yerleştirdiğim makinenin yanına gelir ve bir dizi fotoğraf çeker. çıt çıt seslerini duydukça çektim çektim diyerek. :)) işte Çınar'ın çektiği fotoğraflar..
29 Haziran 2010 Salı
28 Haziran 2010 Pazartesi
annenin sergisi var :))
bir süredir yeni bir sergiye hazırlanıyordu anne; bu yüzden bir miktar ihmal etmiş olabilir kuzucuğunu, biraz da üzmüş olabilir.. üzgünüm bebeğim.. ama resimlerimi yetiştirebildiğim için de memnunum.. stresimi sana yansıttıysam üzgünüm... ama işte bu hafta bitiyor... sergi açılışını yapıp kendimizi Altınoluk'a atıyoruz.... yaşasın!!!
2 Temmuz 2010 Cuma günü Tophane-i Amire binasında Erguvan sergimiz var.. Çınar'la beraber orada olacağız kısmetse... bekleriz...
2 Temmuz 2010 Cuma günü Tophane-i Amire binasında Erguvan sergimiz var.. Çınar'la beraber orada olacağız kısmetse... bekleriz...
27 Haziran 2010 Pazar
iyi ki doğdun Egemen!!!
Egemen'e vereceğimiz hediye için Çınar'ın boyayacağı kağıttan çanta yapalım dedik. 50x70cm. lik resim kağıdını Çınar'ın önüne koyarken tereddüt ettim biraz her tarafını boyayabilir mi diye ancak beni şaşırttı. Kocaman daireler çizdi bir çırpıda; annesine mi çekmiş ne ;) Pastellerle çizdiği kağıdın üstüne kontrast yaratsın diye sarı akrilik ile boyadı büyük fırça ile. Anne çantayı yaparken aynı derecede başarılı değildi ama olsun. Arkadaşının hediyesi için birşeyler yapmış oldu Çınar da.. (Not: annenin atölyesinde arkada gördüğünüz zararlı madde dolu bidonlar olabiliyor.)
Egemen'in doğumgününe gittik. Giderken arabaya biner binmez uyudu Çınar, ancak yine de uyandırmak zorunda kaldım. Neyse uykusu bölünmüş olmasına rağmen pek huysuzluk yapmadı. Egemen'in arkadaşları, oyuncakları ve balonlarla bolca oynadılar. Coştular.. Sanırım ilk kez yaşıtı olan bu kadar çok erkek çocuğuyla bir arada oldu Çınar. Çok keyifli bir gün geçirdik.
İyi ki doğdun Egemen!!!
Çok yermiş gibi çocuklara ayrılan masaya ilk önce Çınar oturdu. ;))
Erkekler arabalarla oynadılar. Bir ara baby tv izledi orada tanıştığımız Ege ile. Defne ile masada oyunoynadılar. Önceleri Defne elinden kapıverdi kayan ayıcığı. Sonra Çınar da hızl olup kapmayı öğrendi. ;))Masada pastayı yakın takipteydi Çınar. Zaten pastayı gördüğü andan itibaren hadi mumları üfleyelim deyip duruyordu. Üfleme sırasında Egemen'in yanından ayrılmadı. Pastanın üstündeki arabaları alıp oynamak istedi hatta bir ara. :))
Bahar'ın eline ve yüreğine sağlık herşey çok güzeldi.
26 Haziran 2010 Cumartesi
Ediz ve Gülce'lerdeyiz...
Maalesef uzun aralıklarla görüşebildiğimiz sevgili arkadaşlarımızdaydık. Gülce dikkatleri üzerine toplamak istediğinden belki de havuz bonesi ve gözlüğüyle durdu epey bir süre, sonra da farklı kreasyonlarla çıktı karşımıza. Hepsi birbirinden bal bu çocukların. Siz büyüyünce belki daha sık görüşebiliriz ;))
Baba kucağı paylaşılamıyor :)
Baba kucağı paylaşılamıyor :)
25 Haziran 2010 Cuma
yeşil mi kırmızı mı?
Bugün yeşil nesneleri toplayalım dedik. Çınar eline yeşil sepetini aldı. Önce odasındaki sonra da evdeki diğer odalarda kullandığı yeşil nesneleri topladı. Yeşil nesnelere odaklanmamızın sebebi ise tüm renkleri bilmesine rağmen sadece ara ara yeşil ve kırmızıyı karıştırması. Acaba renk körü mü diye endişelenmeye başladım. Belki tam netleştirememişizdir kafasında diye bir gözden geçirelim dedim. Bakalım ilerleme kaydedecek miyiz?
İkinci çalışma ise bir süredir biriktirdiğim renkli süt kapaklarını yumurta kartonuna yerleştirmece. (Ne yapacağımı bilemeden biriktiriyordum doğrusu.Bugün pat diye bu çıktı.) Çınar renklerine göre ayırma işlemini anlayamadı. Muhtemelen kartonun diplerini renklerine göre boyamam gerekiyordu. Belirli yerleri olduğunu anlatmak için. Sadece yerleştirip, sonra kapağı kapatıp, çalkalama işi daha çok hoşuna gitti. ;)
İkinci çalışma ise bir süredir biriktirdiğim renkli süt kapaklarını yumurta kartonuna yerleştirmece. (Ne yapacağımı bilemeden biriktiriyordum doğrusu.Bugün pat diye bu çıktı.) Çınar renklerine göre ayırma işlemini anlayamadı. Muhtemelen kartonun diplerini renklerine göre boyamam gerekiyordu. Belirli yerleri olduğunu anlatmak için. Sadece yerleştirip, sonra kapağı kapatıp, çalkalama işi daha çok hoşuna gitti. ;)
24 Haziran 2010 Perşembe
Meraklı minik dergisinden
Meraklı Minik dergisini uzun zamandır alıyorum, daha önce de bahsetmiştim. Bir göz gezdiriyorum, ilgimizi çekenlere bakıyoruz. Yapabileceklerimizi yapıyoruz. Ancak daha çok ilerisi için saklanıyordu. Bu saysını da dolaba koymuştum, Çınar çıkarmış. İlgiyle bir çok sayfasını inceledi. Ve bu abi ve ablaları çok sevdi. Ben de kartalrı çıkaralım bakalım neyapıcaz dedim. Aslında iki kişilik bir oyunun kartları ancak biz dergideki sayfayı açıp, karıştırdığımız kartlardan abi ve ablaları doğru elbiselerle tamamlamaca oynadık. Çınar bu çocukları çok sevdi. Bir tanesi Rüya ablası, sarışın olan. Diğerlerini kendi isimleriyle çağırıyor. Bacaklarını da tamamlıyoruz ki top oynayabilsinler. ;))
21 Haziran 2010 Pazartesi
Çınar'la günlerimiz...
Çınar'la günlerimiz dopdolu ve çok yorucu geçiyor... Ara ara daha önce yaptığımız aktiviteleri önüne veriyorum yapması için. Bu sefer de daha önce oyun grubumuzla yaptığımız renk eşleştirmesi için mandalları ve kartları verdim önüne. Hepsine mandalları çok doğru ve güzel bir şekilde taktı. El becerisi çok iyi maşallah. Küçük kaslar için endişelenmeme gerek yok. Parkta kaydırak, merdiven basamaklarını tırmanma ve top oynamasına bakılırsa büyük kaslar için de endişelenmeme gerek yok. ;))
Mandal açıp kapama çok basit görünse de epey maharet ister. Aferin oğluşuma!!!
Bu arada Çınar'ı dün gece uyuturken "komşu komşu huuu" tekerlemesini söyledim. Daha önce belki söylemişimdir aylar önce ama bu ilk gibiydi. "Bi daa" dedi Çıanr ikinci söyleyişimde "inek içti", "dağa kaçtı" satırlarını söyledi üçüncü de ise tamamını beraber söyledik. İnanamadım bu kadar çabuk öğrenmesine... Bir farkla kime kime deyince "Çınar'a, abaya" diyor, başka kime deyince de dayıya, babaya, anneye diye sıralamaya devam ediyor.. :)))
Mandal açıp kapama çok basit görünse de epey maharet ister. Aferin oğluşuma!!!
Bu arada Çınar'ı dün gece uyuturken "komşu komşu huuu" tekerlemesini söyledim. Daha önce belki söylemişimdir aylar önce ama bu ilk gibiydi. "Bi daa" dedi Çıanr ikinci söyleyişimde "inek içti", "dağa kaçtı" satırlarını söyledi üçüncü de ise tamamını beraber söyledik. İnanamadım bu kadar çabuk öğrenmesine... Bir farkla kime kime deyince "Çınar'a, abaya" diyor, başka kime deyince de dayıya, babaya, anneye diye sıralamaya devam ediyor.. :)))
17 Haziran 2010 Perşembe
Çınar masayı süpürüyor..
Bütün süpürgeler gibi masa süpürgesi de Çınar'ın en çok sevdiklerinden... Benden sonra bir kez de Çınar masayı süpürüyor... Epey başarılı görünüyor, bir dahaki sefere direk ona vericem süpürmesi için. Bunu yaparken de Montessori seminerlerinden birinden Tuğçe'nin anlattığı bir aktivite aklıma geldi. El becerisi geliştirirken duyularına da hitap etmek için portakal kabuklarını süpürtmek-koku alma duyusu gelişsin diye... hem daha büyük parçaları faraşa toplaması daha kolay olur. Daha küçük çocuklar için de uygulanabilir bir aktivite.
16 Haziran 2010 Çarşamba
çakma kum saati ;)
Tuğçe'lerde görmüştük bir benzerini, hemen hafızaya kaydedildi. Malzemeler biraraya getirildi zaman içerisinde.. Ve yağmurların sel olup aktığı dışarıya adım atılmadığı günlerde balkonda -sisten karşı apartmanı bile göremediğimiz zaman diliminde-işe koyulduk.(Yani aslında bunu geçtiğimiz haftalarda yapmıştık.)
Malzemeler:
renkli ince kum(bir milyoncularda satılanlardan) ,
iki tane kavanoz ve kapakları
kuvvetli yapıştırıcı (bizimki çok kuvvetliydi anında tuttu; yanlış kapamada kavanoz açık kalıyor yarısı yamuk yapıştığından-deneyimlerimizle sabittir.)
sonrasında üstünü süslemek için çıkartma ve renkli desenli bant
Önce kapaklar dış yüzeylerinden birbirine yapıştırılır. Ortasına delik açılır. Kumun akış hızı bu deliğin büyüklüğüne bağlıdır, dikkat ediniz. Sonrasında kavanozlardan birine bu kapak kapatılarak yapıştırılır. Diğerine kum konur. Aynen onun kapağı da yapıştırılır. Artık kum diğer kavanoza akmaya hazırdır. Çınar bu akma olayında kahkahalara boğuldu. Bu kadar eğleneceğini düşünmemiştim doğrusu.
Sonrasında Çınar'ın seçtiği desenli bantımızla kapakları gizlemek amacıyla bantladık. Bir iki de balıklı boncuklu çıkartma. İşte süper oldu kum saatimiz...
Kaç dakika ya da saniyeyi gösteriyor bilemiyorum ölçmedim. Zira kapakların yüzeyi düz olduğundan her seferinde farklı miktarda kum üstteki kavanozda kalıyor. Doğru bir ölçüm mekanizması değil. Ama eğlenmek için harika...
Keyifli zaman geçirmeniz dileğimle...
13 Haziran 2010 Pazar
dondurma keyfi :))
Dondurmanın çukulatası Çınar'ın dudaklarında daha bir tatlı oluyor ;))
Yerim ben senin dudaklarını... bal kaymağım benim....
12 Haziran 2010 Cumartesi
işte en sonunda oldu, bim bam bom!!!
işte en sonunda oldu
bim bam bom
......
eveeeet... sonunda biz de lülelerimize kıydık.. sıcaklara daha fazla dayanamadık... ve saçlarımızı kestirdik.
Ayrıca benim yakışıklı ve akıllı oğlum hiç ağlamadı. Çok rahat bir şekilde kuaför koltuğuna oturdu. Önüne konulan balıklı gece lambasını dikkatle seyrederek traşını oldu... Maşallah!!!!
10 Haziran 2010 Perşembe
bilyeyle boyamaya devam
Bu sefer değişik birşey daha denedik. Bilyeleri ayrı bir tabakta boyaya batırıyorduk. Ancak tabaktaki karışımı da beğenince boyaları direk kağıda dökerek denemeler de yaptık. Daha yoğun boyalı değişik sonuçlar çıktı ortaya. Üstüne de biraz sim. Çok süper oldu. Abası Çınar'ın yaptığına inanamadı doğrusu. ;)
8 Haziran 2010 Salı
yağmurda resim yapmak...
Dışarda yağmur varken evde resim yapmak en güzeli.. Anne yağlıboya yapıyor, çınar suluboya.. Anne hadi boya yapalım, ama Çınar'ın odasında.. Çınar'ın resimleri çoğalınca odasına fon kartondan panolar astık.
Suluboya ile deniz yaptı Çınar. Üstüne de balık çıkartmaları yapıştırdı. Çok güzel oldu bizce. :))
Suluboya ile deniz yaptı Çınar. Üstüne de balık çıkartmaları yapıştırdı. Çok güzel oldu bizce. :))
4 Haziran 2010 Cuma
oyun grubumuz
Bu hafta oyun grubumuz bizdeydi. Önce kızılderili çadırına girip saklandılar, oynadılar. Birbirlerini çok özlemişlerdi. Birlikte oynamaya başladılar artık ve bu çok sevindirici bir gelişme..
İlk aktivitemiz, makarna-nohut karışımının içindeki metal parçaları mıktasla bulmaca. Sırayla hepsi birer parça buldular. Sonrasında ise nohutlarla oynamaya bayıldılar. Önlerine nohut koyup öylece bıraksak saatlerce oynayacaklarıd belki de.. İkinci aktivite ise daha önce Çınar'la yaptığımız kitap ayraçlarından. Yapışkanlı şeffaf folyoya kelebek, çiçek, yıldız vs. yapıştırıp, üstüne de biraz sim döküp diğer yarısını üstüne katlayarak tamamladık. Hepsi epey başarılıydı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)