Sabah kahvaltı sonrası terasa çıkıyoruz bir fotoğraf çekelim diye. Çınar da oturduğu yerde şarkı söylemeye başlıyor. Artık şarkıların birkaç mısrasını söylemeye başlamış, ben yeni yeni farkediyorum. Mini mini bir kuş donmuştu, pencereme konmuştu....
Şirince'de sabahı kovalıyoruz. Daracık sokakları tırmanıyoruz Çınar'la beraber, kah arabasında kah yürüyerek..
Tepedeki kiliseye kadar çıkmayı ihmal etmiyoruz kayan taşlı patikalara rağmen..
Daha sonra Meryem Ana evini ziyaret ediyoruz.. Buraya tam 25 yıl önce geldiğimi hatırlıyorum hayal meyal.. İlkokul sonrası Anadolu liseleri sınavlarını kazanabilmek için dilek tutmuştuk. Kazandım.. İki yıl sonra kardeşim için de diledik, o da kazandı. ;)) Hikmet bizim ders çalışmamız mı Meryem Ana mı? :))
Yine kocaman bir dilek tuttum hepsini birbir peşine ekleyerek.. Allah kabul etsin.. Orayı ziyaret etmek sadece bir araç ya da bir bahane Allah'tan dilediklerimiz için...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder