Lilypie Third Birthday tickers

30 Ekim 2010 Cumartesi

penguen yapalım mı anne?

Çınar sabah kalktı ve yanıma elinde turuncu kağıtla geldi. "Anne turuncu kağıtla penguen yapalım mı?" sabah sabah hayırdır dedim içimden ama tamam yapalım dedim. turuncu penguen olur mu? Çınar isteyince oluyor... Patates baskısından yapılmış penguen örneklerinden yararlanarak aşağıdaki penguenleri yaptık. Anne penguen, Çınar penguen diye sıraladı Çınar. "Babası işe mi gitmiş?", "annesi okula mı gitmiş?" "dayısı balık tutmaya mı gitmiş?" Bir gün önce okula gitttiğimden Çınar duygularını böyle dile getiriyor. Henüz alışamadık.

Bu da akrilik üzerine pastel boya kullanrak yaptığı serbest resim çalışması. Bunlardan çok var. Ve ben bunlara bayılıyorum...
Posted by Picasa

29 Ekim 2010 Cuma

29 Ekim Cumhuriyet bayramı kutlu olsun!!!

Çınar'ın Hülya öğretmeni ona bayrak ve bayraklı şeker getirdi. Kutlamaları izleyemedik maalesef ancak seneye bu konu atlanmamalı.Mutlaka izlenmeli, kutlama coşkusu yaşatılmalı. Sonra İstiklal marşı ve Andımız "zorunlu" olmaktan çıktı deme hakkını veriyoruz insanlara. Oysa ben ilkokulda her hafta en az bir gün andımızı okurdum tüm okulun önderliğinde. İstiklal marşına eşlik etmeyen tek bir öğrenci yoktu. Hem de coşkuyla. Hem de hem İstiklal marşımızın hem de andımızın içeriğini anlamını aklımıza ve yüreğimize işlemişti sevgili öğretmenlerimiz.



Şimdi bir aradım da google'da biraz kısaltılmış gibi geldi benim ezbeerimde kalan eski sözleriyle andımız sana armağan olsun oğlum. Umarım anlamını yüreğinde hissedersin... Atamıza verdiğimiz sözün izinde ilerle....

ANDIMIZ
Türk’üm
Doğruyum,
Çalışkanım,
Yasam; küçüklerimi korumak,
Büyüklerimi saymak,
Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey bugünümüzü sağlayan ulu Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefte,
Hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Posted by Picasa

28 Ekim 2010 Perşembe

yemekten resim yaptık ;)

Çınar'ın betimlemesi böyle oldu: "yemekten resim yaptık" şehriye çeşitlerini kağıda yapıştırarak serbest resim yaptık.

Çocuk, ağaç, çiçekler, otlar... Çınar kedi de yapmamı istedi ama o kadar da değil hani ;)
Posted by Picasa

19 Ekim 2010 Salı

oyun grubu bizde :)

Bu hafta oyun grubu bizdeydi. Çınar'ın doğumgününü arkadaşlarıyla kutlayamamıştık. Hazır sıra bize gelmişken geçmiş doğumgününü kutlayalım dedik. Bu aralar fazlasıyla yoğun olduğumdan gece 23:00 ten sonra hazırlıklara ancak başlayabildim, sabahladım ama değdi. Çınar'ın bol cevizli ve çukulatalı doğumgünü pastasını, şeker glazürle süslenmiş un kurabiyelerini, böreğini ve poğaçasını hazırladım. Arkadaşlarımıza vermek üzere maskeler hazırladık, bunları daha önce Çınar'la hazırlamıştık neyse ki. Süslemelerin tamamı da benim elimden geçti, 9 tane daire kesti diye babamızın eli acımış çünkü. ;) Yazık sana deyip devamını kendim yaptım. Gecenin ikibuçuğunda balonları duvara asayım derken, bantlardan dolayı iki tanesini patlattım; ve vazgeçtim o sevdadan. :)
İlk gelen Zeynep ve annesi oldu. Çınar'ın odasında yapboz oynadılar. Çınar biraz huysuzluk yaptı, hiç yapmadığı şekilde "onlar benim" dedi. Ardından Ela, Ece ve İrem de beraber geldiler ve kadro tamamlandı. Ela ve Ece hemen iyi ki doğdun Çınar deyip hediyelerini verdiler. Ardından pastadan önce hediye kabul törenini yaptık. Makinalar salonda kaldığından fotoğraf çekemedim. Birer öpücük ve hediye aldı Çınar arkadaşlarından. :)) Hepsine ve annelerine çok çok teşekkür ederiz..

Yeni aldığımız ressam sehpası en çok ilgiyi gördü. Herbiri yazabilmek için yarıştı. Sonunda iki yüzünü de kullanabilecekleri şekilde ortaya getirdik. Kendilerini ifade ettiler, arada biz çay içerken kazalar da oldu. Anneler çay içmese de olur deyip yanlarına geldik mecbur.
Daha sonra hep beraber kuş kafesi yaptık. Uzun bir aktivite olduğundan dikkatleri toplamak güç oldu. Daha çok anneler başarılıydı ama sonuçta herkes kuş kafeslerinden çok memnundu. Ellerinden bırakmadılar..
Posted by Picasa

15 Ekim 2010 Cuma

biz misafirliğe gittik. ;)

Yeni bir oyun arkadaşıyla tanıştık. Ela ve Ece'yle buluşup Emincan'lara gittik. Hep beraber oynamak için.. Bizim üçlü çok kaynaşıktı birbirine, Çınar'ın arabadan heyecanla inmesi kızların yanına koşmak için. Emincan ilk kez tanıştığı arkadaşlarına karşı temkinliydi. Ama sık sık "arkadaşlar buraya gelin", "anne, arkadaşlara kek verelim" ,"buyrun arkadaşlar" gibi cümlelerle misafirperverliğini gösterdi.
Tuğçe'nin hazırlayıp getirdiği aktivitemizle başladık. Bizim müzik setimiz çok güzel oldu, ama onu orda unuttuk maalesef. Duvarımıza asmak için bir dahaki bulşuşmayı beklememiz gerekecek sanırım.

Becerikli eller iş başında..

Ardından piknik yaptık, süt, kek ve salata eşliğinde. Çınar sadece sütünü içti, yemekle pek arası olmadığından beni şaşırtmadı yine...
Birsürü balon ve top vardı, Çınar mest oldu. "Basketbolu ver anne bana" . basketball= basketbol topu; football= futbol topu. Ancak Çınar topu tamlamasını kullanmıyor, ingilizceleri gibi söylüyor.
Daha sonra Emincan'ın odasında montessori materyallerinden bazılarını denediler. Maşayla ponpon tutma ve yerleştirme işinde çok başarılıydılar. Sonra Emincan'ın el kuklaları Fındık faresi ve Hipo miniklerle konuştu, tanıştı. ;)) Biraz da Çınar'ın deyimiyle tamir aletleriyle oynadık. Ayrıldık. Çınar çıkarken "ben uyumucam anne, markete gidelim" dedi ama arabaya biner binmez sızdı.
Posted by Picasa

14 Ekim 2010 Perşembe

10. evlilik yıldönümümüz :))

Sevgili eşimin hediyesi orkide baş köşede, on yıl için on tane mum ve on tane çikolatalı muffin pasta. (Alışveriş dönüşü ancak bunları yetiştirebildim.)
Çınar'ın favorisi somon şiş ve yanında bol yeşil salata... Hafif bir akşam yemeği eşliğinde kutlama yaptık.

Bütün mumları üfleyeceğini düşünmek bile çok mutlu etti Çınar'ı.



"Nice on yıllara olsun aşkım; göz göze, diz dize...."


Posted by Picasa

12 Ekim 2010 Salı

İrem'lerde oyun grubu masmaviiiiii :)

Önce baskı çalışması yaptı minikler. Masmavi oldular.. Çok becerikli çok maviydiler... ;)
Sonra oyun hamurlarıyla hünerlerini sergilediler.. Hamur açtılar, pasta kestiler, makarna yaptılar..

Sonra da oyun çadırına girdiler. Kızlar çadıra girdi, Çınar erkek olarak çadırın dışında bekledi=nöbet tuttu. ;))
Çok güzel ve keyifli bir oyun günü daha geçirdik..
Posted by Picasa

9 Ekim 2010 Cumartesi

Aslan dayı, kedi Çınar'ı korkuttu ;)



Dayısıyla beraber maskeler hazırladılar. Önce Çınar minik aslan oldu, sonra dayısı aslan oldu. Biraz gerçekçi kükredi, Çınar korktu ;))

Çınar da minik kedi oldu. Kükrememesi kaydıyla maskeyi taktırdı dayıya... Minik kedi, aslanı kovaladı sonra da... :))

Çınar dayılarını çok özlüyor.. Hem Mete dayısını hem de Oğuz dayısını çokça anıyor.. Hep beraber oynayacağımız günleri iple çekiyoruz bilginiz ola...
Posted by Picasa

6 Ekim 2010 Çarşamba

Sonbaharda çalışmak...


Sonbahar tüm güzelliğiyle çevremizi sarıyor. Ama oğlumla doyasıya yaşayamamaktan üzüntülüyüm.. Sararan kızaran rengarenk dökülen yaprakları henüz beraber keşfe çıkamadık.. Bütün hafta Mimar Sinan GSÜ'ye yani okuluma gittim baskı çalışmalarım için. Çınar da teyzemlerde Rüya ablasıyla keyif yaptı.
Onlar güldüler eğlendiler..
Ben de güzel çalışmalar yaptım..

Bu çalışmları yapabilmeme olanak sağladı teyzem Çınar'ıma bakarak, hatta bizi evinde ağırlayarak. Ne kadar teşekkür etsem azdır... Hakkını ödeyemem teyzeciğim..
Ancak benim yengeç burcu oğlucuğum evini özledi. Akşamları "anne neden evimize gitmiyoruz?" "Anne hadi evimize gidelim" cümleleriyle iki gün yatağından ayrı kalmayı bile kaldıramadı. ;) Haftasonlarım da yeni açtığımız atölyede geçtiğinden çok tepkili bu duruma... "Sen git, ben evde durayım" diyor. Annemlerin dönüşüyle bu durumu da atlatacağız umarım. Az kaldı biraz sabır...

Posted by Picasa

5 Ekim 2010 Salı

oyun grubumuzun dönüşü muhteşem oldu :))

Oyun grubumuzun dönüşü muhteşem oldu gerçekten de... hepsi biraz daha büyümüş, biraz daha dillenmiş ve çok çabuk adapte oldular birbirlerine.. Tuğçe "kuzu kuzu mee" aktivitesi hazırlamış. her bir kuzucuğumuza farklı rankte bir kuzu şablonu verdi. Sonra sıvı yapıştırıcılar sürüldü , üstüne pamuklar yapıştırıldı. Ayaklara ve yüze biraz sim döküldü. Birer oynar göz konduruldu kuzulara. En son da ayaklar siyaha ya da miniklerin seçtiği başka renkelere boyandı. Zıplandı, koşturuldu, mamalar yendi, tekrar boyalarla serbest çizim çalışmaları yapıldı.

Hepsi tekrar boş kağıtların başına oturup çizmeye başladılar kendi istekleriyle. Bu manzara çok hoştu ;))
Posted by Picasa