Bayrak ailesi :))
olabilecek en mümkün haliyle ;)
en çekirdek bayraklar artı yerinde durmayan torunlar, çalışan damat, fotoğraf çeken gelin eşliğinde...
30 Kasım 2009 Pazartesi
Yusuf ve fotoğraf çekim polemiği ;)
"dayııı dayıı dayııı fotoğraf çek"
"dayııı dayıı dayııı fotoğraf çek"
"dayııı dayıı dayııı fotoğraf çek"
tekrar tekrar. makina çantadan çıkınca olay bitiyor. ilgi dağılıyor. yerinde duramıyor Yusuf. poz vermek namümkün. kıpırdamadan durmak namümkün. ortaya çıkan manzara. ikisi birbirinden bağımsız yanyana oynayan çocuklar :)
"dayııı dayıı dayııı fotoğraf çek"
"dayııı dayıı dayııı fotoğraf çek"
tekrar tekrar. makina çantadan çıkınca olay bitiyor. ilgi dağılıyor. yerinde duramıyor Yusuf. poz vermek namümkün. kıpırdamadan durmak namümkün. ortaya çıkan manzara. ikisi birbirinden bağımsız yanyana oynayan çocuklar :)
28 Kasım 2009 Cumartesi
ayyyy çiçik
Çiçeklere, yapraklara bakıp "ayyy" , "çiçik" tepkileri veriyor çınar. annesinden mi kapmış ne? ;) sararmış yapraklarla oynamaya doyamadı... doğayı inceledi bol bol.. ve çok büyük keyif aldığı her halinden belliydi. :)
27 Kasım 2009 Cuma
bayram çocukları :))
Bu bayram bize de süpriz olan bir ani kararla Zonguldak'a gittik. İlk defa dört günü de bayramlaşma ile geçirdik. İlk iki gün Zonguldak Ramazan dayımlar, Ceyhan teyzemler, Hava yengeler, Ereğli Şahin dayımlar, üçüncü gün İstanbul-Güneşli babaane, hala, dördüncü gün Maltepe annemler ve teyzemler ile.. tam bir bayram yaptık. :)
24 Kasım 2009 Salı
botanik parkı
Öğretmenler günü hediyesi olarak annemi Nezahat Gökyiğit Botanik parkına götürdük. Biz de çok eğlendik. Bu kadar yakında böyle güzel bir botanik parkı olması da ayrıca çok sevindirici oldu. Tekrar tekrar gelmek üzere aklımız orda kalarak ayrıldık. Kim bilir baharda ne kadar güzel olur.
20 Kasım 2009 Cuma
merdiven tepesinde
Babamla Çınar'ın odasının lambasını yaparken, annemle Çınar saklambaç oynuyorlardı. Bir süre sonra annem saklanıp "Çınar beni bulamaz ki" çağrılarına tepki alamadı. saklanırken düştüğü yerden kalkıp gelince bir de ne görsün, Çınar tek başına merdivenin tepesine çıkmış. elinde tornavida hiç bir yere tutunmadan duruyor. Allah saklamış... artık tekbaşına merdivenlere tırmanmaya başladı Çınar. İlerleyen günlerde Ramazan dayımların alt katından üst katına da merdivenleri herkessi yoruncaya kadar inip çıktı... ;)
18 Kasım 2009 Çarşamba
taşınabilir akvaryum
Aslında bir ay önce yaptığımız bu aktiviteyi ancak yayınlıyorum, unutmuşum arada kaynamış. Biraz da Çınar'ın o zamanki dudak halinden dolayı da tereddüt etmiştim sanırım. Artık unuttuğumuz için dudak patlaması olayını yayınlayabiliyoruz. Taşınabilir akvaryum fikrine bir blogta rastlamıştım. Adresi bulamadım,kaybetmişim. Oradaki hali daha farklıydı. Kağıt tabakların ortasını delip birbirine yapıtırarak bir akvaryum elde etmişlerdi. Ancak biz yakınlardaki marketlerde kağıt tabak bulamadık. Acelemizden de başka bir çözüm bulduk. Ekmek unu kutusunu boyayıp pencereler açarak akvaryum haline getirdik. Renkli kağıtlardan da balık, ahtapot ve denizatı yaptık. İplerle astık. Akvaryumumuzun ömrü içini çeşitlendirecek kadar uzun sürmedi. Daha içine bitki, taş, kabuk vs. koyacaktık ama ertesi sabah Çınar'ın elinde parçalandı akvaryum. :)) İlerde bir gün tekrarlanabilir bir aktivite olarak aklımızın bir köşesinde yerini aldı. Denemek isteyenler keyifli zamanlar geçirebilir.
15 Kasım 2009 Pazar
playground
mail grubuna üye olduğum babycenter web sitesinden geçen hafta gelen mailde hafta hafta oyun önerileri var. ve hangi oyunun neyi geliştirdiği de yazıyor. http://www.babycenter.com/toddler-play-activities hemen ilk okuduğum aktiviteyi gerçekleştirdik. hazır salonumuzu da cumartesi günkü buluşma için boşaltmışken. koltuk minderini yere indirdim. tekli koltuğun önüne koydum. ve önce mindere oradan da koltuğa tırmanmasını gösterdim çınar'a. ilk seferleri beraber yaptıktan sonra kendisi inip çıkmaya başladı. bunu çeşitlendirmek mümkün. odayı boşaltıp, minder, kutu, koli getirip bir oyunalanı oluşturuyorsunuz. üzerine çıkmaca, altına girmece, yanında durmaca hem üst, alt, yan gibi kavramları öğrenip hem de büyük kaslarını geliştirmiş oluyorsunuz..
14 Kasım 2009 Cumartesi
oyun grubu 2. buluşma
oyun grubumuzla ikinci buluşmamızı gerçekleştirebildik. İlk gelenler Ela ve Ece oldu. Çınar'ın uyanmasına, mızmızlanmasına ve hazırlanmasına tanık oldular. Daha sonra Egemen geldi. en son da bugün ilk kez görüştüğümüz Oytun ve Tuana ikizlerimiz geldiler. Pek fazla aktivite hazırlayamadım diye endişe ediyordum ancak yine de epey aktivite dolu, dopdolu keyifli bir buluşma geçirdik. Tuvalet kağıdı rulolarından ev yapımı marakaslarımız ile şarkı söyledik.
"eğer sen de mutluysan çalkala
eğer sen de mutluysan çalkala
eğer sen de mutluysan ve yüzün gülümsüyorsa
eğer sen de mutluysan çalkala"
orjinali alkışla olan şarkıyı marakasları sallamak için çalkala diye değiştirdik. yaklaşık 2o küsür sene önce ingilizce dersinde ingilizcesini öğrendiğim orjinal şarkı burada. biz de Fisher Price'ın bir oyuncağından türkçe uyarlamasını kendimize uyarladık. bütün çocuklar eşlik ettiler tabi annelerinin yardımıyla. :)
topları kutuya atmaca, doldurmaca, birbirimize atmaca(aman kafalara dikkat) oynadık.
oyuncaklarla oynamaca...
bir kabloyu tutarak tren olduk, odaları dolaştık. çuf çuf çuf...
hatta Tubitak'ın Gölde kitabını okudum ve sonuna dek bütün çocuklarımız dinlediler. kocaman alkış onlara. hepsi pırıl pırıl bebişler...
ve tabi artık klasikleşecek gibi gözüken kutu kutu pense oyununu da oynadık.
bu arada mamalar yemeyi de ihmal etmedik.
Tabii ev sahibi ve oyun kurucu olarak pek fazla fotoğraf çekememişim. Hava da erken karardığından sonuçlar pek iyi olmasa da fotoğrafların daha fazlası için:
13 Kasım 2009 Cuma
dekorasyona devam...
Çınar'ın odasını yavaş yavaş dekore ediyoruz ki o kadar olur. Yarın arkadaşlarımız gelecek eksiklerimizi tamamlayalım. Perdemizi ve halımızı aldık. Neyseki istediğim gibi bişeyler bulabildim yoksa yarım yamalak haliyle ağırlayacaktık misafirlerimizi. Gerçi hala eksiklerimiz var, elektrik aksamını tamamlayamadık. Lambalarımız takılamadı henüz. Babamızı evde bulamıyoruz ki, çok çalışıyor çok. Bu kadar da olmaz hani. Akşamlarımızı çaldılar bari Cumartesileri bize bıraksalardı. Çok çalışınca çok para kazansaydı... neyse buna da şükür diyelim Pazar günleri ile idare edelim. Söz nerden nereye geldi. Oda dekorasyonundan babamızı görememeye kadar. :)
7 Kasım 2009 Cumartesi
6 Kasım 2009 Cuma
beklerken...
Doğan dayımın nikahı için misafilerimiz geldi. Akşam kına var. Şahin dayımlar, Ceyhan teyzem, Beyhan teyzem, Nariye yenge ve Mine geldiler. Çınar dedesi ve Şahin dayımla dışarıya çıkıyordu, kapıdalarken Mine geldi ve dedesiyle dışarı çıkan Çınar anında ters dönüş yaptı. İlk defa dışarı çıkmak yerine içeri girmek istedi tabii Mine'yle. Montunu çıkarmasına bile fırsat vermeden kucağına atıldı. Dedemiz biraz içerledi bu duruma ama naapalım. Mine bizi iki hafta ihmal etti. Nasıl da özlemiş oğlum ablasını. Bir daha bu kadar uzun tutma arayı Mine ablası. ;))
Çınar artık odasında uyuyor :)
Çınar odasını organize etmeye başladığımızdan ve yer yatağını hazır ettiğimiz günden beri odasında uyuyor. maşallah Çınar'a. İlk gün sabaha karşı kalkıp bizim odaya kadar gelmişti. Ancak daha sonraları gelmek için hiç zahmet etmedi. Babasının horlamasını artık pek duymadığından mıdır bilinmez geceleri daha az uyanıyor artık.
Odamızın dekorasyonunu yavaş yavaş tamamlıyoruz. daha çok iş var..
2 Kasım 2009 Pazartesi
balık baskısı
Çınar2ın mobilyalarından çıkan köpüklerden şablon hazırladım. ilk şablonumuz balık. mor parmak boyasıyla boyadığımız şablonla bir balık sürüsü yaptık. gelince babamıza hediye ettik. masamızı ilk dakikadan itibaren kullanmaya başladık ve çoktan eskittik. heryeri boya oldu. :)
şehir yapıyoruz
köpükler şekilden şekile girmeye devam ediyor. çeşitli uzunluklarda kestiğimiz dikdörtgen prizmalarla ev, apartman hatta ağaç yaptık. şehrimizi kurduk. Çınar köpüklere kalem batırarak kırmayı tercih etti. en sonunda battı balık yan gider deyip iki köpük parçasını birbirine sürterek Çınar'ın başından aşağı kar yağdırdım. :))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)