30 Haziran 2009 Salı
mandallar oyuncağımız..
mandallar en birinci oyuncağımız.. mandal kovasını dağıtmaya bayılıyoruz... nene bağırdıkça daha çok dağıtıyoruz...
24 Haziran 2009 Çarşamba
23 Haziran 2009 Salı
kürek peşinde...
Annem biberlerini gübreliyor, Çınar is kürek peşinde koşuyor.... şansımıza bütün kürekler de pembe... ;)
iyi ki doğduuun dedeeee!!!!
Dedemizin doğum günü... dedeler ve torunlar doğumgünü kutladı... Nice yıllara hep beraber sağlık ve sıhhatle inşallah...
22 Haziran 2009 Pazartesi
ekşici Çınar :)
Ekşici Çınar vişneye bayılıyor.. dedesiyle yarıştılar desek doğrudur... bir keresinde üşenmedim saydım 34 tane vişne yedi Çınar... yüzünde herhangi bir ekşime ifadesi olmadan lüpletiyor oğluşum vişneleri... annesine mi çekmiş, dedesine mi ?
21 Haziran 2009 Pazar
ben de kağıt oynııcammmm...
Çınar dedeyle nenenin 71 keyfini böldü... Çınar varken oyun oynamak ne mümkün.. ne 71 oynatır, ne upwords ne de taş okey... ;))
14 Haziran 2009 Pazar
Altınoluk'a geldik..
Uzun bir Altınoluk tatilinin başındayız... Metehan dayısı ve babası bizi bırakıp döndüler... haftasonları ziyarete gelmeyi de ihmal etmediler sağolsunlar... :))
Aslında Çınar yürüyordu, ha yürüdü ha yürüyecek derken, emeklemeyi keşfetti... iki ay boyunca keyfi istemedikçe yürümedi. kucak varken de pek keyfi istemedi... ;))
11 Haziran 2009 Perşembe
geridönüşüm malzemeleri ile klasörleme
Neden geri dönüşüm?
Atık kağıt yeniden kağıt imalatında kullanıldığında hava kirliliğinin yüzde 80 civarında, su kirliliğinin yüzde 34 civarında, su tüketiminin de yüzde 46 oranında azaltılmış olur.
Bir ton atık kağıdın, kağıt imalatında kullanılmasıyla "17 tane" yetişkin ağacın kesilmesi önlenmiş olur.
Burada vesilesiyle geridönüşüm konusuna değindiğim bulaşık makinası deterjanı ve ekmek unu kutularının kesilerek ve hediye paket kağıtları ve Rüya'nın küçükken yaptığı resimlerle kaplanmış klasörleme kutularını sergiliyorum.
Hepimiz bilinçli anne ve bilinçli insanlar olarak geridönüşümün hayatımız, dahası dünya için öneminin farkındayız. Tekrar kullanabileceklerimizi kullanmanın yanısıra bir şekilde geri dönüştürülebilecek atıklarımızı ilgili yerlere ulaştırmanın öneminin de farkında olduğunuzu umuyorum. Belki de birçoğumuz yapıyordur ama yine de her türlü kağıdı ufacık da olsa çöpe atmayıp ayırmayı, plastik, metal kompozit malzemeleri geridönüşüm kutuları için ayırmayı, şişeleri ve camları şişecam kumbaralarına atmayı adet haline getirmeyi ve bunun daha çok insana yayılmasını ümit ediyorum. Ben tüm bu malzemeleri ayırıyorum ve normal(organik) çöpten daha fazla ve daha çabuk biriktiğini söylemeliyim. Üstelik artık birçok yerde bu geridönüşüm kutuları da mevcut. carrefourlarda, migroslarda ve hatta şok marketlerinde dahi... zaten çöpten de ayırıyorlar diyebilirsiniz ancak takdir edersiniz ki özellikle kağıtlar normal çöple ıslanarak ayıklamaz hale geliyorlar, birçok plastik naylon ambalaj malzemeleri de tek tek göze görünmezken bir araya geldiklerinde epey bir hacim oluşturuyorlar. Kullanılmış piller için ise artık hemen heryerde yukardakilere ek olarak bim marketlerinde ve daha birçok zincir markette atık pil kutuları bulunuyor. Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için bu konunun öneminin herkes farkındadır diye düşünüyorum. Hem çocuklarımızı da bu şekilde şimdiden alıştırırsak dünya daha yaşanılır olur diye düşünüyorum.
10 Haziran 2009 Çarşamba
hasta etmeyin adamı oolum..
tamam yakışıklıyız, cazibemize dayanamıyorsunuz anladık da bu kadar da çok fotoğraf çekilmez ki kardeşiiimmm.. hasta etmeyin adamı oolummm!!!
:))
yeni kitaplarımız geldi...
Anneye Elif Şafak'tan AŞK. Çınar'a ise iki kitap internetten bir de yazlık ciciler almak için uğradığımız Zeyland'tan Neşeli Kamyonlar kitabı. nihayet daha önce sözünü ettiğim ( http://yesillikgerek.blogspot.com/2009/04/ilk-kitaplarm.html ) Kelebeklerin Yolculuğu kitabımızı aldık. ve çok sevdik. babayla anne çok sevdi, Çınar da sever diye umut ediyoruz... dün akşam uykusuna rağmen iki sayfasını ilgiyle dinledi... neşeli kamyonlar kitabıyla ise uzun süre oynadı, evirdi çevirdi.. kamyondaki süpriz konukları bulmayı henüz beceremedi ama o da yakındır... Bir diğer kitabımız da Tübitak'tan "10'a kadar saymak" tabii biraz erken alınmış bir kitap olmuş ama onun da sırasının yine de 3 yaşından önce geleceğine inanıyorum... çok keyifli bir kitap, hem bulmaca, saymaca, hem boyama, hem de noktaları birleştir oyunlarını içeriyor..
Bir süredir Çınar alıp başını gidiyor, bir hızla emekleyerek. kendi başına ayağa kalkabiliyor, bir yerlere tutunarak. aynı şekilde sıralıyor, etrafında dönüyor.. dizlerinin üstünde oturabiliyor. yataktan inebiliyor, kafa üstü olmasa iyi olur tabiii... alkış deyince alkış yapıyor. "gel gel gel" yapıyor elleriyle... söylediklerimi anlıyor ve istediği zaman dediklerimi yapıyor.. "aaaaaaaaa..." yapıp ellerimle ağzını pıt pıt kapatarak ritmik sesler çıkarmayı seviyor... ayrıca istedikleri olmadığında çok sinirleniyor.. teyzemin dediğine göre Mete dayısının bebekliği gibi sinirlendiğinde ayaklarını burkuyor, diretiyor... öfkeli "aaaaaa" sesi çıkartıyor.. bazen de istediği bir şey elinden alındığında dudaklarını büzerek ağlıyor...
Bir süredir Çınar alıp başını gidiyor, bir hızla emekleyerek. kendi başına ayağa kalkabiliyor, bir yerlere tutunarak. aynı şekilde sıralıyor, etrafında dönüyor.. dizlerinin üstünde oturabiliyor. yataktan inebiliyor, kafa üstü olmasa iyi olur tabiii... alkış deyince alkış yapıyor. "gel gel gel" yapıyor elleriyle... söylediklerimi anlıyor ve istediği zaman dediklerimi yapıyor.. "aaaaaaaaa..." yapıp ellerimle ağzını pıt pıt kapatarak ritmik sesler çıkarmayı seviyor... ayrıca istedikleri olmadığında çok sinirleniyor.. teyzemin dediğine göre Mete dayısının bebekliği gibi sinirlendiğinde ayaklarını burkuyor, diretiyor... öfkeli "aaaaaa" sesi çıkartıyor.. bazen de istediği bir şey elinden alındığında dudaklarını büzerek ağlıyor...
7 Haziran 2009 Pazar
6 Haziran 2009 Cumartesi
5 Haziran 2009 Cuma
Bedir Eren'in diş hediğine gittik..
Bedir Eren'in diş hediğini yaptık. çok kalabalıktı. çok çocuk vardı. abiler, ablalar... Çınar için de iyi oldu. abileri onu aralarına almak istemediyse de... Bedir Eren de tepsiden kitap seçti. okur olacak küçük bey inşallah... ;))
evi karıştırmaca, dağıtmaca..
Çınar her yere ulaşabildiğinden herşeyi karıştırmayı da ihmal etmiyor.. kendi oyuncakları yetmiyor besbelli ki cdleri, kaseteri indiriyor, dağıtıyor.. içinde deniz kabukları olan sepeti alıyor önüne ve karıştırıyor. aslında sepetle çok güzel oynuyordu, içindekileri alıp tekrar bırakıyordu sepetin içine ancak içindeki nazarlık fındığı bir iki kez ağzına alması sonucu babası sepeti kaldırdı.. belki ağza alınabilecekelri ayırıp tekrar sepeti eski yerine koyabiliriz...
2 Haziran 2009 Salı
pet şişeden emekleme arkadaşı
biraz geç oldu ama iki şişeyi bir araya getirip epeydir aklımda olan emekleme arkadaşını yaptık. içine ufak oyuncaklardan koyduk. gerçi pek ilgisini çekmedi Çınar'ın ama... o kendi ilgisini çekenleri gidip buluyor evin herhangi bir yerinden.. cdleri, kasetleri raflardan indiriyor döküyor.. deniz kabukları ve taşlar olan sepeti indirip boşaltıyor, sonra topluyor tekrar, tekrar dağıtıyor.. gerçi o sepet sakıncalılar listesine girdi, içindeki nazarlık fındığını 3 kez ağzına alınca.... Çınar evi dağıtıyor, biz gece topluyoruz, o ertesi gün yeniden dağıtıyor...
1 Haziran 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)